1980 yıllarının sonlarında rahmetli Devlet Eski Bakanı Adnan Kahveci ile tanıştım. Bir görüşmemizde “kamu kuruluşlarında senin gibi adama ihtiyaç var. Seni ERDEMİR / Ereğli Demir Çelik Fabrikasının Yönetim Kuruluna alalım, hatta Başkan olursun” dedi. O tarihte Koç Grubunda çalışıyordum. “Koç Grubunda çalışırken ERDEMİR Yönetiminde bulunmam uygun olmaz, ben de Koç Grubundan ayrılmayı düşünmüyorum” dedim. Bunun üzerine Kahveci, “denetçi yapalım seni, bunda bir mahsur yok” dedi. Böylece 1988-89 yıllarında Erdemir’de denetçi olarak görev aldım. Koç Grubundan ayrıldıktan sonra 1992 yılında Ulaştırma Eski Bakanı rahmetli Hüseyin Özalp “ERDEMİR’de ATO’nun bir temsilci hakkı var, oraya seni alalım” diyerek teklifte bulundu. Ankara Ticaret Odası, ERDEMİR’in %17’lik pay ile kurucu ortağı olmuş, fakat zaman içinde sermaye artırımına katılmadığı için hissesi % 0,7 ye düşmüştü. Ancak sembolik olarak başından beri mevcut yönetimlerde ATO’nun bir temsilci bulundurması geleneği devam etmiş. Geçmişte rahmetli Vehbi Koç’un da ATO’yu temsilen ERDEMİR’in Yönetim Kurulunda Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış olması, benim için anlamlı bir tesadüftür. Böylece ben de 1992-2002 yılları arasında 10 yıl boyunca Ereğli’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. Kısa bir dönem BORÇELİK Yönetim Kurulu Üyeliğinde de bulundum. Yurt dışı seyahatlerle görgü ve bilgimizi artırdık. Bu dönemde yaptığımız çalışmalarla kapasite artırımı, yeni ve ilave tesislerle ürün kalitesi ve verimliliği arttırılmıştır.
36 yıllık özel sektördeki hizmetimden sonra böylesine önemli bir devlet kuruluşunun yönetiminde bulunmam benim için anlamlı ve değerli olmuştur.